23 Mayıs 2015 Cumartesi

Olasılıksızlık

- Neden?
- Sana en azından bu sorunu nasıl çözemediğini sormaya hakkım yok mu?
- Bana aynı şeyleri söyleyip durma, omuzlarını silktiğini görür gibiyim. Cevap ver. Düzgün bir cevabı hak ediyorum...

"Ama ben elimden geleni yapıyorum. Şu anda senin için yapabileceğim başka bir şey yok. Kendine bir bilgisayarcı bul ve sorununu çöz"

Hayalimde ben bu adamın kafasına modemi indirmeden önceki son konuşma işte böyleydi.

Peki bu adam da kim, bir anda ortaya çıkıp sinir bozan derseniz, O bir müşteri temsilcisi! Hatta hayatıma 1,5 aydır girmiş olan yüzlerce müşteri temsilcisinden sadece 1 tanesi.

Müşteri temsilcisi kimdir bilir misiniz? Bu adam veya kadınlar, bir firma bünyesinde işe başlayıp, belli numaraları çevirdikten sonra, önce 1e bas, sonra 3, sonra 5, sonra bekleyin komutlarının sonunda 11 dakika sonra karşınıza çıkan(şanslıysanız) ve sizi memnun etmekle (yanılgı) yükümlü insanlardır. Her sancılı bekleyişin sonunda bir güzellik beklentisi olan biz ölümlülerin duygularıyla hunharca oynayanlar da yine bunlardır.

"TTnet'e hoşgeldiniz, size nasıl hitap edelim, güvenliğiniz için bize önce bunu verin, sonra dinlenmeye razı olun, sonra da sorununuzu anlatın ama çözüm üretemezsek de telefonu kapatın ve hayatınıza devam etmeye çalışın"...

Şimdi bu konuşmaları düzenli sabah ve akşam yaklaşık 15 gün, farklı insanlara problemi her seferinde baştan anlatmak suretiyle yaptıktan sonra, insanda bir takım psikolojik kırılmalar ve sorunlar baş gösteriyor. Ve bir sabah güneşli bir günde sizden beklenmeyecek bir cinnet ile önce müşteri temsilcisinin kalbini sonra da modemi kırarak hayatınıza yeni bir adrenalin katıyorsunuz.


 “Tamam büyük bir icat ama bunu kim kullanır ki?” – demiş Amerikan Başkanı Rutherford B. Hayes, Alexander Bell’in telefonu için bundan yıllar önce.
Müşteri temsilcileri ve tabii ki Ben sayın Hayes. Hem de öyle kullanırız ki seni mahçup ederiz.

....

Ben, 1,5 ay boyunca önce bozulan bilgisayarım, sonra camı kırılan cep telefonum ve kesilen internetim için konuşmak zorunda kaldığım onca insandan sonra, bu işin galibinin onlar olduğuna ikna olarak, yeni bir bilgisayar ve vodafone'dan yeni bir internet hattı alarak, kaldığım yerden devam etmeye karar verdim.

Düşlerin bir besin değeri olsa, ben çözüme ulaşma düşümü bir gece, uyanıp yediğim için dehşete kapılabilirdim!

"Kurduğumuz tüm hayallere rağmen değişmeyen dünyanın şerefine" der Odyssea

Ben de tüm uğraşıma rağmen değiştiremediğim dünya için bir kadeh şarap koyar, kredi kartımın bir sonraki ekstresinde yazan rakamı ayaklarımı sürüyerek beklerken, sizlerden de gecikme için özür dileyerek "Şerefinize" der bu yazıyı burada bitiririm ....







4 yorum:

  1. Ayhan Sicimoğlu'nun söylediği gibi: "Hastasıyız" yazılarınızın. Hoşgeldin

    YanıtlaSil
  2. hoş geldiniz.. maalesef hemen hepimizin yaşadığı sıkıntılı işler. hayatımız kolaylaşacağına her geçen zaman zorlaşıyor gibi.. şerefe diyelimm. !!!

    YanıtlaSil
  3. :))Şerefe..Deniz

    YanıtlaSil