20 Eylül 2014 Cumartesi

Yedi Kere Yedi Elde Var Ayten!

Tamam sevinçten ne yapacağımı şaşırmış durumdayım, kabul. Ama size hiç işime gelmese de bu detayı vermek zorundayım:

Benim uğurlu sayım 7'dir ve hayatımda gerçekleşen en önemli olayların da mutlaka 7 rakamı ile bir ilişkisi vardır. Psikolojide beni Sayma Obsesyonu olan (Bu kişiler düşündükleri ya da gördükleri sayıları saymaktan kendilerini alamazlar. Otomobil plakalarını, evlerin numaralarını, apartmanların kaç kat olduğunu sayarlar. Belli sayılar uğurlu, belli sayılar uğursuzdur...) 'OKB' tanımı ile tanımlıyor olmalarını hiç sallamayarak tarihin '7 Ağustos 2014' (2+0+1+4=7) ve evimin kapı numarasının da '61' (6+1=7) olduğunu belirtmeliyim...

"ohhh, söyledim işte"

Sema Yelkencioğlu'nun  bana 4 sene önce hediye ettiği baş tacı yağlı boya tablom


Batıl inançlarımı, kitap ayracı yaptıktan sonra, kahvaltı bile yapmadan evden yeni evime doğru yola çıkıyoruz; annem, ben ve Memo. Yapılacak o kadar çok şey var ki ve o kadar param yok ki... Ama olsun, Aslanlar gibi kafası çalışan, eli iş tutan kardeşim ve ben varız ya, kıvırırız biz bu işi...

Evin bahçesinden adımımı attığım andaki sahiplenişim bizimkileri güldürüyor. "Oooo, ne çabuk da alıştınız küçük hanım?" diyor annem. Valla sanki hep buradaymışım hissine karşı koyamıyorum, benim değil. Evrenin suçu!

Ev, gelecek vaadeden bir proje şimdilik. Hani, evi tuttun, hemen bir temizlikçi sok, taşın durumu bizim vaka için geçerli değil. Deftere yaptığım listeye bakılırsa bizim burada en az 25 günlük işimiz var o da şansımız ve yeteneğimiz yaver giderse...

Benden önce burada bir çift yaşamış, tam 6 sene. Karı koca veterinerlermiş. 4 köpekleri ve 2 atları varmış!

At mı???

Hayatımda böyle bir cümle kuracağım hiç aklıma gelmezdi:
"Benden önceki kiracının atı varmış ve bahçede ata binermiş"... Sanırsın 'Ewing Ailesi'ne kiracı geldim  (Dallas Dizisi).

Neyse bu enteresan çift Bodrum'u terk edip İngiltere'ye taşınma kararı alınca, evi boşaltıp, geride at bokları ve bana (yeni kiracı) bir sürü soru bırakmışlar.

Mesela, ev en son ne zaman boyanmış? Neden nil yeşili renginde boyanmış, neden bahçeye asimetrik bir beton dökülmüş ve çevresi birbirinden farklı galvaniz metallerle kaplanmış, neden evin tam önündeki çiçeklik kısmı tel örgü ile hapsedilip, içindeki kurumuş otlar koruma altına alınmış, neden digiturk anteni manzaranın tam ortasına oturtulmak suretiyle dağ görüntüsü engellenmiş, neden salon rabıtalarının arasına girmiş köpek kılları, yumak olacak kadar beklenmiş,... vb


 

 






Soruların cevabını beklemek yerine, çözüm üretmek gerekir bazen. Ben de kolları sıvayıp, ilk günü organizasyona ayırdım.

*Demirci çağırıldı, 1 kamyon toprak ve mıcır siparişi verildi, yapı marketten alınacakların listesi hazırlandı, sıvalar için bir duvar ustasına ulaşılmaya çalışıldı...


Günün sonunda kulaklarımda Edith Piaf'ın  'Non Je Ne Regrette Rien' parçasının son nakaratı, evin önüne geçip, mırıldanmaktan kendimi alamıyorum...

Non, rien de rien (Hayır, kesinlikle hiçbir şeyden)
Non, je ne regrette rien (Hayır, hiçbir şeyden üzgün değilim )
Car ma vie, car mes joies (Çünkü hayatım, çünkü sevinçlerim )
Aujourd'hui, ça commence avec toi (Bugün, seninle başlıyor)



2 yorum:

  1. harika harikaaaa....detayları daha da çoook okumak icin sabırsızlanmaktayım...
    Kristin

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,

    Blogunuzu, kafamda Bodrum düşleri çevirirken keşfettim. Yazılarınızı yavaş yavaş, kendimi (ve ailemi) o coğrafyanın içinde hayal ede ede okuyacağım. Bu arada aklıma gelen soruları size sorabilir miyim? Unutmadan söylemeliyim ki, benim uğurlu rakamım da yedi :)) sevgiler...

    YanıtlaSil