20 Eylül 2014 Cumartesi

Umutlar Söner, Kireç Sönmez!

Yeni bir şehire taşındıysanız ve burada yapılanmak istiyorsanız ilk atacağınız adım işin ustalarıyla tanışmak olmalı...

Bu teori, her mantıklı ve kafası çalışan insanın aklına gelen ilk şey olsa da Bodrum'da durum biraz daha farklı. Söz konusu 'Usta' olunca Bodrum'un kendi kuralları var. Özellikle de yaz (sezon) aylarında.

Mesela bir demirci mi buldunuz, onu eve getirmek ve istediğiniz işi yaptırmak için çeşitli oyunlar oynamalı, gösterip vermemeli, arabanızın ve paranızın olduğunu gizlemeli ve sizi siz olduğunuz için sevmesini sağlamalısınız... Lakin bu adamlar kesinlikle sözlerinde durmaya, iş yapmaya, ucuza tamah etmeye ve sizinle bir ilişkiye girmeye gönüllü değiller.

Neyse bizim şansımız demirciden yana yaver gitti ama sıvacı, şehrin en iyi psikoloğu gibi davranıp, 15 gün sonraya randevu (o da belki) verdiği için, işi kendimiz yapmaya karar verdik.

Google (Tanrı seni korusun) açıldı ve eski rabıta renovasyonuyla ilgili makalelerin hepsi okundu. Ha, aklınızda bulunsun bu konuda Türk siteleri maalesef size sadece Laminant Parke yapmayı öneriyor. O yüzden yabancı dili olan birini bulun ya da biliyorsanız yabancı sitelere dalıp, öğrenebilirsiniz. Biz 3-5 teknik kaptıktan sonra, Memo'yla kendimizi bir Yapı Market'in serin koridorlarına attık.
Liste:
Sönmüş Kireç
Sönmemiş Kireç
Poliüretan sprey (adet şaibe)
Ahşap Macunu
Çeşitli fırçalar
Ahşap cilası (ceviz ve maun)

Hava 50 derece olduğu için eve gelince hemen iş kıyafetlerimizi giydik; mayo ve şort.

Şimdi ilk iş rabıtaların arasına kireç dökmek. Bu işlem, eski tahtaların arasındaki ve içindeki bütün börtü-böceği öldürüp, ileride yaşamalarına da engel oluyormuş. Fakat elimizde bir sönmüş bir sönmemiş kireç olduğundan bize bir 'Dur' geliyor. Aman, ikisi de aynı şey değil mi zaten, hangisi olursa olsun o görevi yapacak. (Son sözler)


Scarface filminde, Al Pacino'nun 'Sönmemiş Kireçle' imtihan sahnesi

Önemli bilgi: Kireç fırınından elde edilen kalsiyum oksit sönmemiş kireç olarak tabir edilir.Bunun üzerine bol su ilava edildiginde ısı çıkışı ile sönmüş kirece dönüşür. Bu ürün yumuşak kıvamda hafif kaymağıyla torbalanarak piyasaya sürülür. Bu ürüne halk arasında hamur kireç denir.

Ne demiş Murphy, "Eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa; kesinlikle bu olasılık gerçekleşecektir."

Biz kimiz ki koskoca Murphy'nin alnına kara çalacağız; Döküverdik rabıta arasına hamur kireci...
Sıvıyı aralara itmek, geride kalanı, rabıta kurumadan temizlemek ve dökmüş bulunduğun çılgın miktar bitene kadar bu döngüden çıkamamak. 




Toz kirece geçene kadar geçen zamanı söylemeye dilim varmıyor ama şunu itiraf edeyim ki (spor hocam duymasın) Ne kettlebelle'ler salladım böyle çalışmadı benim kaslar.

Gün nasıl mi bitti? Tabii ki güzel bir Türkü eşliğinde...

ODAM KİREÇ TUTMUYOR
odam kireçtir benim
yüzüm güleçtir benim
soyun da gir koynuma
tenim ilaçtır benim

odam kireç tutmuyor
kumunu karmayınca
sevda baştan gitmiyor
sarılıp yatmayınca

baba ben dervişmiyem
hırkamı giymişmiyem
ben sevdim eller aldı
baba ben ölmüşmüyem

şiirin şarkıda söylenmeyen kısmı:
odanı kireç eyle
yüzünü güleç eyle
yandım aşkın elinden
gel bana ilaç eyle

2 yorum: